BİLİNMEYEN TETKİKLER

İKİ ANA BÖLÜMÜ DE OKUYUNUZ.

KAYNAK TIKLAYINIZ

 

Bir doktora gittiğinizde Damar Tıkanıklığı için EKG, Akciğer Filmi, kan tetkikleri ve gerekirse bir de ekokardiyografi istenir. Bunlar bilmediklerimiz.

Pek bilmediğimiz kan tetkikleri:

D Vitamini:

D vitamini eksikliği damar tıkanıklığı için bir risk faktörüdür. Bunu homosistein üzerinden yapar ki D3 takviyesi alanlarda damar tıkanıklığı riskini azalttığı bulunmuştur. 

B12 

Bitkisel beslenme kişilerde farklı sonuçlar sağlar. Bu B12 değerlerinin düşmesi halinde B12 vitamini kullanmaya başlanmalıdır.

HOMOSİSTEİN:

Homosistein, metionin adı verilen amino asit ile yapılan bir maddedir. Homosistein, metionin glutatyon’a dönüştürür. Bu madde antioksidan olarak vücudumuzun en güçlü maddesidir

FOLAT: 

Ben hastalarımın folat depolarının tam dolu olmasını isterim. 

Hs-CRP: Yüksek duyarlı C Reaktif Protein

Hem risk hem de uzun dönem sağkalım için büyük çalışmalarda kullanılmaktadır. Hs-CRP düzeyi yüksekse ölüm oranların daha yüksektir. 

Magnezyum:

Magnezyum özellikle kalpte çarpıntı (aritmi) sorunları yaşayanlar için önemlidir. Tip 2 şeker hastalarında ayrıca değerlendirilmesi gerekir.

KOLESTEROL

Total Kolesterol, LDL ve HDL testlerinin kullanımı gereklidir. 

  • Total Kolesterol: 200 mg/dL’nin altında
  • LDL Kolesterol: 100 mg/dL’nin altında
  • HDL Kolesterol: 40 mg/dL’nin üzerinde olmalıdır.
  • Benim buradaki hedefim Total Kolesterol değerini 200 önce 180 sonra 
  • 150 düzeyine çekmektedir. 
  • LDL için ise kalıcı hedef 80 ve altı olmalıdır.

Bunun yanında bazı oranlara da bakılmalıdır.

  • Total Kolesterol /HDL oranı 4’ün olmalıdır.
  • LDL/HDL oranı: 5’in altında olmalıdır. Bunu 3,5’a ve daha da aşağı 

Non-HDL-Kolesterol 

HDL dışındaki tüm damar sertliği yapan lipoproteinleri (yağ) gösterir. Bunlar, Lipoprotein(a) (Lp(a)), VLDL,IDL ve LDL’dir. Toplam Total Kolesterolden HDL (iyi kolesterol) çıkarırsanız, bu değeri bulursunuz. Bu neden önemlidir. LDL için ikincil hedeftir. Bizde buna bakmalıyız. Eğer TG’de yüksekse Şeker Hastası ve bilinen damar tıkanıklığı olanlarda riski belirlemekte faydalıdır. Tok ölçülebilir.  Hedeflenen non-HDL-K değeri LDL-K değerinden  30 mg/dl fazladır.

Apo B ve Apo A-1

Apo B LDL tipi kolesterol (kötü),  Apo A-1 ise HDL kolesterol (kötü)  hakkında bilgi verirler. Bunlar içinde Apo A-1 TG yüksek olanlarda risk grubunun belirlenmesi için kullanılır.

Lipoprotein(a)

Lipoprotein(a)  Lp(a): LDL Yüksek risk grubunda giren hastalarda ölçülür. Lp(a) >50 mg/dl ise risk yüksektir.

Eğer yoğun damar tıkanıklığı sorunu yaşamış veya yaşayanlarda kolesterol ve TG yüksekliği de varsa, bu son tetkikler bakılmalıdır. 

 

BİLGİSAYARLI KORONER ANJİYOGRAFİ VE KALSİYUM SKORLAMASI

Bu skorlama sistemi ile kalsiyum yükü ölçülür. Elde edilen değerler şikayeti olmasa bile risk açısında bize bilgi verir. Önceden skoru yüksek olanların da  tedavilerinin izlenmesi için uygun bir yöntemdir. Elde edilen sayısal değerinin yanında yaşa ve cinsiyete göre dağılım değerlerine göre bir yüzde hesabı yapılır. Bu da sayıyı daha da anlamlı kılar.

Skor 100’ün ve yüzdelik oran %70’in üzerinde ise ciddiye alınmalıdır. 400’ün üzeri ise risk daha da büyür.

Pek kullanılmayan ve gözden kaçan bu tetkikleri ben özellikle takip için öneriyorum.

 

DAMAR TIKANIKLIĞI

KAN TEKİKLERİ

BİLİNMEYEN TETKİKLER

Ben hastalarımı takip etmek için klasik tetkiklerin dışında tetkikler isterim. Size takip programından bahsetmiştim. Bu tetkiklerin bir kısmı damar tıkanıklığını ağırlığı, seyri nasıl sonuçlanabileceği ve tedaviye olan yanıtı göstermesi açısından önemlidir.

Tetkiklerin tamamını yaptırmanız biraz güç ve pahalı olabilir. Aile hekimlerinin çoğu bu testleri yaparlar. Takip programına katılırsanız bu tetkikleri sizden isteyeceğim.

Bir doktora gittiğinizde Damar Tıkanıklığı için EKG, Akciğer Filmi, kan tetkikleri ve gerekirse bir de ekokardiyografi istenir. Bunlar ilk aşama kabul edilir. Kan tetkiklerine sonra ayrıntılı bir şekilde değineceğim.

EKG: 

EKG’de daha önceden geçirilmiş kalp krizi, kalpte büyüme alanları, göğüs ağrısı ve geçirilen bir kriz var mı? Onlara bakılır. Bir de belki de en önemlisi çarpıntı(aritmi) var mı? Değerlendirilir.

Akciğer Filmi: 

Genelde akciğer alanları ve kalp büyüklüğü ve büyüme varsa hangi bölümde olduğuna bakılır. Bu konuda da YouTube’da bir videom var.

Efor Testi: 

Eforlu EKG. İkinci aşamada yapılan önemli bir testtir. Normaldeki kalp hızının üzerine çıkarılan kalpte bir sıkıntı olup, olmadığına bakılır. Bant üzerinde yürüyen kişide kalp hızı arttıkça kalbin oksijen ihtiyacı artar. Darlık varsa bu karşılanmaz ve önce EKG’de bazı değişiklikler olur. Tansiyon kontrol edilir. Eğer bu değişiklikler görülürse test sonlandırılır. Efor Testi sırasında ‘’göğüs ağrısı’’ da olabilir. Hemen test sonlandırılır. Efor Testinde enderde olsa kalp krizi riski vardır.

Bazı kilolu ve egzersiz kapasitesi yetersiz olanlar bu testi yapamazlar. Bu da ‘’yetersiz test’’ diye rapor edilir.

Efor Testinde görülen değişikliklere göre hastanın Anjiyografi istenir. Bu aşamada yetersiz testi olanlar veya Efor Testi yorumlanamayanlar için bir sonraki aşama sintigrafidir.

Sintigrafi: 

Bu tetkikle istirahatta ya da ilaçla hızı artırılan kalplerde kan dolaşımının yeterliliğine bölge, bölge bakılır. Bu sonuçlar yeterli yetersiz beslenme alanları ve önceden geçirilmiş kriz alanları görülür. Bu aşama ile anjiyo öncesinde tüm tetkikler tamamlanır.

Anjiyografi: 

Bu son aşamada kalp damarları çok net ve açık bir şekilde görülür. Gerekirse balon, stent veya bypass kararı alınır.

Peki, hemen soracaksınız, Bilgisayarlı Anjiyografi ne işe yarar. Bir kere daha konforludur. Yatmanız gerekmez ayaktan yapılır. Pahalıdır. Kalp damarlarını bize gayet güzel bir şekilde gösterir takip için idealdir. Kendilerinde damar tıkanıklığı olan fakat eğer müdahale gerekirse yeniden klasik anjiyo olmanız gerekir. Özellikle genç ve damar tıkanıklığından şüphe eden hastalarda ikna etmek için uygun bir yöntemdir

Kan Tetkikleri:

Hemogram (hemoglobin, hematokrit), Açlık Kan Şekeri, Hb A1C, Üre, Kreatinin (böbrek), ALT, AST (karaciğer), Trigliserid (TG), Total Kolesterol, LDL (kötü kolesterol) ve HDL (iyi kolesterol) , Troponın-I (kalp krizi) tetkikleri standarttır. Bunlara PTZ (pıhtılaşma) ve BNP (kalp yetmezliği) eklenebilir. Kolesterol için sonda ayrı bir paragraf açacağız. Normal değerlerden de bahsedeceğim ama bunları size verilen sonuçlarda görebilirsiniz. Genelde normal ve yüksek değerler beraber verilir. Bazı laboratuvarlarda değerler farklı olabilir. Bunu her sonuçta normal değerleri vererek kafa karşılıkçığını önlemeye çalışırlar.

Kan Şekeri, HbA1C ve Şeker Yükleme testi için sonda size bir link bırakıyorum. Buradan detayları öğrenebilirsiniz. 

Özeti: Özeti Açlık Kan Şekeriniz için üst sınır 100 mg/dl’dir. Eğer 126’nın üzerinde ise kesin şeker tanısı konulur. Rastgele alınan kandaki şeker 200’ün üzerinde ise gene şeker demektir. HbA1C 6,5 üstü gene şeker demektir. Ara değerler bozulmuş değerler olarak adlandırılır. Artık bir Endokrinoloji uzmanına gitmeniz gerekir. 

Detaylar aşağıda: 

https://www.youtube.com/watch?v=nJi32v9b9Fs&t=1s

Şimdi konumuza devam edelim.

Şimdiye kadar çoğunuzun bildiği tetkiklere baktık ama ben şimdi size daha farklı testlerden bahsedeceğim. Son yıllarda hemen, hemen her yıl araştırmalarda hastaları takip etmek ve özellikle tedaviye cevapları ya da ilerideki risklerini göstermek için yeni testler uygulamaya konuldu (1-3). Bu testlerde 201 yılından günümüze güncellendi (1,3)

  Bunlar bizde günlük pratiğe pek girmemiştir. Ben hastalarımı bu bilgiler ışığında takip ediyorum.

Hemen akla gelen iki tanesinden bahsedelim.

Potasyum ve Kalsiyum. 

Potasyum hem kalp atımına hem de böbrekler üzerinde (idrar) etkilidir. Nitekim potasyum içeren meyveler ve sebzeler idrara çıkmanıza sebep olur. Kalsiyum ise hem kalp kasının kontrolünde hem de damarlardaki kireçlenmeden sorumludur. Kalsiyum, D Vitamini ilişkilidir. Bunlarda yapılmalıdır. Şimdi D Vitaminine bakalım.

D Vitamini:

D vitamini düzeyleri ülkemizde büyük bir sorundur ve çağın pandemisi olarak kabul edilmiştir (2). D vitamini eksikliği damar tıkanıklığı için bir risk faktörüdür (4-7) Bunu homosistein üzerinden yapar ki D3 takviyesi alanlarda damar tıkanıklığı riskini azalttığı bulunmuştur. Ona da birazdan geleceğiz (4). 

  • 25(OH)D düzeyi 20 ng/mL’den düşük ise D vitamini eksikliği, 
  • 21 ile 29 ng/mL arasında ise D vitamini yetersizliği, 
  • 30 ng/mL’den yüksek ise yeterli düzey (tercih edilen aralık 40-60 ng/mL) 
  • 150 ng/mL’den yüksek ise D vitamini toksik kabul edilir.

B12 

Bitkisel beslenme kişilerde farklı sonuçlar sağlar. Bu konuda dikkatli olunması gereken konu B12 düzeylerinin düşmesi halinde B12 vitamini kullanmaya başlamaktır. Bu yüzden en az iki ayda bir B12 düzeyleri kontrol tetkikleri ile kontrol edilmelidir. 

HOMOSİSTEİN:

Homosistein, metionin adı verilen amino asit ile yapılan bir maddedir. Homosistein, metionin glutatyon’a dönüştürür. Bu madde antioksidan olarak vücudumuzun en güçlü maddesidir. Antioksidan kapasitemiz bizim hastalıkların temelinde yer alan oksijen radikallerinin ortadan kaldırılmasında en önemli silahımızdır.

Homosistein normal sınırları; yetişkinler için 5 ile 15 Mmol/L’dir. Cinsiyete göre değişir. Erkeklerde daha yüksektir. 

Homosistein yüksekliği damar tıkanıklığı ve koroner kalp hastalığı riskini arttırır (8,9). Bunun için burada anlatacağım şekilde beslenmeniz gerekir. Homosisteini de takip tetkiklerine ekleyelim.

FOLAT: 

Folat, B grubu vitaminlerinin bir üyesidir. Temel görevleri içinde en önemlisi kırmızı kan hücreleri oluşumunda ve DNA/RNA (gen) sentezidir. Folat eksikliği pek çok hastalık ile ilişkilendirilmiştir (9). Ben hastalarımın folat depolarının tam dolu olmasını isterim. Folik Asit ise doğal formu folat dır. Biz hastalara Folik Asid veririz. Son yıllarda damar tıkanıklığı hastalarına destek tedavisi olarak verilmektedir (10). Folat 4.6-18.7 ng/mL olmalıdır

Hs-CRP: Yüksek duyarlı C Reaktif Protein

Normalde CRP inflamasyon (iltihap) göstergesi olarak kabul edilir. Daha duyarlı olan Hs-CRP damar tıkanıklığı için önemli bir test olarak taramalarda ve takiplerde kullanılır. Hem risk hem de uzun dönem sağkalım için büyük çalışmalarda kullanılmaktadır. Bakın bu konuda yapılan iki büyük çalışmayı ben çok beğendim. Komşumuz İran’dan geliyor. Onları da kaynağa koydum (11,12). Bir de adiponektin var ona baktırmak biraz zor. Hs-CRP düzeyi yüksekse ölüm oranların daha yüksektir. Taramalarda hem enfeksiyon hem de kronik iltihap için önemlidir.

Magnezyum:

Magnezyum özellikle kalpte çarpıntı (aritmi) sorunları yaşayanlar için önemlidir. Önleyici olarak değerlendirilmesi gerekir (14). Tetkiklerde kontrol edilmesi ve tamamlanması gerekir. Tip 2 şeker hastalarında ayrıca değerlendirilmesi gerekir (15).

KOLESTEROL

Total Kolesterol, LDL ve HDL testlerinin kullanımı gereklidir. 

  • Total Kolesterol: 200 mg/dL’nin altında
  • LDL Kolesterol: 100 mg/dL’nin altında
  • HDL Kolesterol: 40 mg/dL’nin üzerinde olmalıdır.
  • Benim buradaki hedefim Total Kolesterol değerini 200 önce 180 sonra a 150 düzeyine çekmektedir. 
  • LDL için ise kalıcı hedef 80 ve altı olmalıdır.

Bunun yanında bazı oranlara da bakılmalıdır.

  • Total Kolesterol /HDL oranı 4’ün olmalıdır.
  • LDL/HDL oranı: 5’in altında olmalıdır. Bunu 3,5’a ve daha da aşağı çekmek gerekir. 

TRİGLİSERİD

Trigliserid düzeyi 150 mg/dL’nin altında olmalıdır. 150-200 arası sınırı ve 500 mg/dL’nin üzeri ise çok yüksek olduğu kabul edilir. Trigliserid kolesterol den farklı olarak değerlendirilmelidir. Tek başına bazı kişilerde yüksek olabilir.

Normal ve hedeflenen değerler açısından tartışmalar uzun süreden beri sürmektedir (19)

Zaman, zaman bu tartışma güncellenir (20).

İlaç firmalarının desteği! ve otoritelerin daha da sert davranması ile normal değerlerin giderek daha aşağı çekilme eğilimin de olduklarını biliyoruz. Tabi ki bizim tarafımız hemen ilaca atlamayanların tarafıdır. 

Bu tartışma sadece normal değerler üzerinde değil kolesterolün ne kadar yüksek ve düşük olduğunun damar tıkanıklığı üzerinde etkisinin incelenmesi ile daha da olumlu bir yola girmiştir (22). Burada kaynak olarak verdiğim çalışmaların daha detayına ‘’Yapılması Gerekenler’ ’bölümünde detaylı bir şekilde değineceğiz. 

Aslında en son yayınlanan bazı uyarılar ve rehberleri kendi açımdan yorumlayacağım (23, 24). Bu değerler gelecekteki durumunuzu belirlemek için son derece önemlidir (25).

Trigliserid düzeyi 150 mg/dL’nin altında olmalıdır. 150-200 arası sınırı ve 500 mg/dL’nin üzeri ise çok yüksek olduğu kabul edilir. Trigliserid kolesterol den farklı olarak değerlendirilmelidir. Tek başına bazı kişilerde yüksek olabilir.

Şimdi asıl hedefimize yönelelim. Bunları nasıl başaracağız. Nasıl beslenmeliyiz? Bu temel bilgileri almadan başlamak uygun olmazdı.

Son olarak bir de kolesterol sorunu yaşayanlar için kullanılan diğer tetkiklere bakalım.

Non-HDL-Kolesterol HDL dışındaki tüm damar sertliği yapan lipoproteinleri (yağ) gösterir. Bunlar, Lipoprotein(a) (Lp(a)), VLDL,IDL ve LDL’dir. Toplam Total Kolesterolden HDL (iyi kolesterol) çıkarırsanız, bu değeri bulursunuz. Bu neden önemlidir. LDL için ikincil hedeftir. Bizde buna bakmalıyız. Eğer TG’de yüksekse Şeker Hastası ve bilinen damar tıkanıklığı olanlarda riski belirlemekte faydalıdır. Tok ölçülebilir.  Hedeflenen non-HDL-K değeri LDL-K değerinden  30 mg/dl fazladır.

Apo B LDL tipi kolesterol (kötü),  Apo A-1 ise HDL kolesterol (iyi)  hakkında bilgi verirler. Bunlar içinde Apo A-1 TG yüksek olanlarda risk grubunun belirlenmesi için kullanılır.

Lipoprotein(a) (Lp(a)): LDL Yüksek risk grubunda giren hastalarda ölçülür. Lp(a) >50 mg/dl ise risk yüksektir.

Eğer yoğun damar tıkanıklığı sorunu yaşamış veya yaşayanlarda kolesterol ve TG yüksekliği de varsa, bu son tetkikler bakılmalıdır. 

BİLGİSAYARLI KORONER ANJİYOGRAFİ VE KALSİYUM SKORLAMASI

Anjiyografi için Bilgisayarlı Tomografi teknolojinin gelişmesi ile birlikte hastalara büyük faydalar getirdi. Anjiyo stresi olmadan Kalp ve diğer damarlar hakkında bize büyük yarar sağlamaktadır. Bu işlem sırasında damar tıkanıklığı için önemli olan ‘’KALSİYUM SKORLAMASI’’ yapılmaktadır.

Kalsiyum skorlamasının ne önemi vardır?

Bu skorlama sistemi ile kalsiyum yükü ölçülür. Elde edilen değerler şikayeti olmasa bile risk açısında bize bilgi verir. Önceden skoru yüksek olanlarında  tedavilerinin izlenmesi için uygun bir yöntemdir. Elde edilen sayısal değerinin yanında yaşa ve cinsiyete göre dağılım değerlerine göre bir yüzde hesabı yapılır. Bu da sayıyı daha da anlamlı kılar.

Aşağıdaki örnek de görüleceği üzere kalp damarları ayrı, ayrı değerlendirilebilir.