İnsanlar neden kışın daha çok yer ve kilo alır?
Güneşten uzak kaldığımız günlerde keyfimizin kaçması sadece kişisel bir değişiklik mi?
Yoksa altında yatan başka nedenler var mı?
Konuya değişik açılardan yaklaşıp klişe kalıplardan cevap verebilirsiniz!
‘’ Ben yaz insanıyım? Yazın doğmuşum? Burcum böyle diyebilirsiniz.’’
Buna katılabilirim.
Peki, hiç ‘’mevsimsel duygulanım bozukluğu ‘’ diye bir şey duydunuz mu? Seasonal Affective Disorder (SAD) gavurcası. Ben duygudurum yerine duygulanım diye adlandırdım. Affola!
Belki de yeni duyduğunuz bu fiyakalı isim ciddi, ciddi bir hastalık tanımlamasıdır.
Mevsimsel özellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan depresyon ve ilgili duygulanım bozuklukları insanların çok uzun olmayan bir süredir dikkatini çekiyor.
Güneş ışığınız azalması ile kapalı havalar kimin keyfini kaçırmaz ki? Tabi ki her zaman ciddi depresyona neden olmayabilir.
Ama bazılarımız bu konuda o kadar şanslı değil.
Amerika’da bu konudan sıkıntı çeken yaklaşık 10 milyon kişi olduğu söyleniyor.
Sadece duygulanım bozukluğu değil aynı zamanda hepimizin bildiği bir başka gerçekte ortaya çıkmaya başladı.
Kötü ve soğuk havalar hareket kabiliyetimizi sınırlayınca daha az egzersiz ve daha çok yemek kaçınılmaz oluyor. Bir de daha fazla uyuduğumuz gerçeği var. Ne yapalım bari uyuyalım!
Yazı verdiğimiz kiloları alabiliyoruz.
Sonra bahar ile birlikte bir çılgın diyet salgını başlıyor.
Kışın çok yemenin; genetik altyapı ile beraber basitçe insan vücudunun besin sunumunun azalmasına bağlı kendi içinde geliştirdiği bir ‘’metabolik’’ cevap olduğu düşünülebilir.
Duygulanım durumumuz metabolik düzen ile yakından ilişkilidir.
Sonbahar ve kış aylarında orantısız yeme, açlıktan kıvranma ve yiyecekler saldırma gibi durumlar olabilir. Sonuç kilo alımı.
İşte bu konuda yeni yayınlanan bir araştırma olayın şekillenmesine yardımcı oldu.
J Psychiatr Res. 2020 Mar;122:97-104. Seasonal affective disorder seasonal changes in weight sleep duration are inversely associated with plasma adiponectin levels.
Adinopectin güçlü metabolik düzenleyici bir hormon. Yağ dokusundan salınıyor. Obezite, insülin direnci ve metabolik sendrom gibi konularda hedef gösteriliyor.
Şeker (glukoz) metabolizması ve yağ asidi yıkımında görevli.
Adinopectin düzeyleri vücut kitle indeksi ile ters orantılı bir ilişki içerisinde hatta yükselmesi alınan kalorinin düşmesine neden oluyor. Anoreksiya Nervosa’da düzeylerinin yüksek olduğu gösterilmiştir.
Elektrik ışığından mahrum yaşayan mahrum yaşayan 636 Amish insanı çalışmaya alınmış.
Kafanızı karıştırmadan şunu özet olarak söyleyeyim.
Kilo alımı ve uyku sürelerinin adinopektin düzeyleri ile ters orantılı olduğu bulunmuş.
Hepsinde mi?
Hayır?
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu olanlarda bu daha belirgin görülmüş.
En basitinden böyle söyleyebiliriz.
Tek başına olmasa da duygulanım durumumuz ve adinopektin arasında bir bağlantı var.
Suçu sadece duygudurumumuza veya adinopektin hormonuna atmamız doğru olamayabilir.
Aşırı yemek yeme ve duygudurum arasındaki bağlantıyı tahmin edebiliriz.
Adinopektin zaten ilaç geliştirilmesi için üzerinde çalışılan bir hormon salt kilo alımı ile değil bu kurulan yeni bağlantı ile mevsimsel duygulanım bozukluğu ile kurulan bağlantısı yeni çalışma alanları açacaktır.
Fakat işin içinde başka etken noktalar da olabilir.
Tam olmasa da kışın ”neden kilo aldığımızın?” cevabı bu olabilir.
Yoksa her kilo alan ve şişman kişi de bir duygudurum bozukluğu olabilir mi?
Açıkcası ben bu yönde düşünüyorum.
Destekleyenler parmak kaldırsın.
İşin o tarafı çok tartışma götürür.
Umarım derdimi anlatabilmişimdir.
Keyfinizi bozmayın, enseyi karartmayın.