GÖZDEN BEYİNE SAPLANAN ÇİVİ
Evet, Başlık böyle.
- Klişe olarak başlık etkili ve çekici olmalı derler ama işin gerçeği de aslında bu. 20 yy. başlarında popüler olmuş bir tedavi yönteminden bahsedeceğim.-
- Tıbbın karanlık döneminden itibaren Psikolojik rahatsızlığı olanların tedavisi sorun olmuştur. Hayal görme, halusinasyon saldırganlık ve zarar verme potansiyeli olan Şizofreni gibi hastalıklar toplumları ve yakın aile çevresini kötü yönde etkilemiştir.
- Henüz ilaçlar konusunda bir gelişme olmadığından insanlar değişik cerrahi yöntemlere kesin çözüm arayışlarına yönelmişlerdir.
- 1882 yılında Friderich Gotz akıl hastalıklarındaki belirtilerden sorumlu beynin bölgelerinin cerrahi olarak kesilmesi ile bu belirtilerin ortadan kaldırılacağını ileri süren ilk kişidir. Köpeklerde yaptığı deneylerde köpeklerin davranışlarının nasıl değiştiğini gözlemleyerek bu fikrini savunmaya başlamıştır.
- 1886 yılında Gootlib Burkhard sekiz hastada kafatasında açılan deliklerden sokulan keski benzeri aletler ile yaptığı ameliyattan 3kurtulan dört hastasında tüm belirtilerin kaybolduğunu iddia etmiş ama meslektaşları tarafından eleştirilmiştir.
- Amerikalı Nörolog John Fulton 1935 şempanzelerde yaptığı deneyler ile sorumlu bölümün duygu ve davranışlarımızı beynin frontal lobunun sorumlu olduğunu. Eğer bu suçlu bölgenin diğer bölgeler ile bağlantısı kesilirse psikiyatrik hastaların belirtilerinin ortadan kalkabileceğini bilimsel olarak öne süren ilk doktordur. – –
- Bir başka Portekizli cerrah Egon Moniz 1935 kafatasında delikler açarak frontal loba alkol enjekte ederek belirtilerden sorumlu bağlantı yollarını zedeleyebileceğini düşünmüştür. Sonrasında da bu işlemi spatula benzer bir alet ile yapmıştır.
- Moniz o dönemde psikiyatrik hastaların hiçbir tedavisi olmadığından büyük ümitler ile 1936 Nobel Tıp ödülü kazanmıştır.
- Amerika’da W Freeman teoriye inanmış saatlerce beyinler üzerinde anatomik çalışmalar yaptıktıktan sonra Moniz’in yönteminin daha kullanılabilir bir versiyonunu tasarlamıştır.
- Sonuçta kendince dahiyane ama insanları hem korkutacak hem de dehşete düşürebilecek bir yöntem bulmuş.
- Göz çukurundan bir keski – çiviyi gözün arkasındaki kemiği geçerek 7 – 8 cm kadar içeri sokarak beyinin o bölgesine ulaşmak ve sinir bağlantılarını kesmek. Lobu kesmek anlamında ‘’ LOBOTOMİ’’ adını vermiş bu işleme.
- Bunu da hemen uygulamaya başlamış. 3 500’den fazla kişiye uygulamış.İlk kullandığı alet de Amerikalıların buz kalıplarının o dönemde büyük olduğundan buzları kırmak için kullandıkları mutfağından getirdiği buz kıracağı olmuş. Sonra bu cerrahi işlemde kullanılan bu aletten dolayı buz kıracağı ameliyatı ‘’ ICE-PİCK SURGERY’’şeklinde anılmış.
- Freeman işlemden önce hastaya önce elektroşok uygulanıyor ve bunun sonrasında oluşan sedasyon döneminde hiçbir ilaç kullanmadan toplam on dakika içinde hızlı bir şekilde hem de normal ofislerde yapmış. Otomasyona geçmiş ve seri ameliyatlar yapmıştır. Bazen günde 20’den fazla hastası olduğu rapor edilmektedir. Henry bu işlem sırasında seyredenlerden ‘’ bayılan ve kusan ‘’ kişiler olduğunu tahmin edebilirsiniz.
- Frontal Lob’a yapılan kesi anlamında Lobotomi adını vermiş.
- Tabi tahmin edebileceğiniz gibi dünya da hızla uygulanmaya başlamış ve patlamış bu operasyon. En çok nüfusa göre İsveç ve İngiltere de uygulanmış.
- Amerika’da savaştan dönen askerlerin psikiyatrik sorunlarını tedavi etmek için istemlerinin dışında da binlerce eski askere lobotomi uygulanmıştır.
- Saldırgan hastalar aniden sakinleşiyor, sessiz ve uyumlu ama farklı biri oluyor; bazıları operasyon sonrasında komplikasyonlarda kaybedilmesine karşın’’’ mucize ‘’ olduğunu düşüneneler oldukça fazlaymış. Bazıları da bunu ‘’ruh değişikliği’’ bazıları da sonrasında bu olayı insanların ruhunun çalınması olarak nitelemeye başlamışlar. Kişilerin bir kısmı ise tamamen bağımlı ve tepkisiz ve bakıma muhtaç hale gelmişlerdir.hani derler ya bitki gibi olanları da varmış. Yürümek ve tuvalet gibi aktivitelerin bile yeniden öğretilmesi gerekenlerde olmuş.
- Bazıları ise benzer aynı belirtiler ile hayata devam etmişlerdir.
- Oluşan ihtiyaç ve lobotomoninin korkutucu yanları yüzünden ilaç arayışları hızlanmış sonuçta 1950lilerin sonlarına doğru ‘’ THORAZIN’’ ilacı piyasaya ‘’ kimyasal Lobotomi ‘’ reklamı ile piyasaya sürülmüş.
- Freeman ise thorazinden sonra bir alan kalmadığından yeni arayışlara yönelmiş. Depresyon ve hiperaktivite için de bu yöntemi uygulamaya başlamış. 96 çocuğa ki bunların hepsi 18 yaşında altında olan ve en küçüğü 4 yaşında olan toplam 96 çocuk lobotomiye kurban gitmiş.
- Ağır hastalıklarda dayanılmaz ağrıları ortadan kaldırmak için de lobotomi kullanılmış. Evita Peron da bu hastalardan birisidir.
- Freeman işlemden sonra beyin kanaması gibi komplikasyonlardan sonra bu işlemi bırakmış ve emekliye ayrılmış.
- Bugün lobotomi değişik ama sınırlı hastalıklarda beyin cerrahisi tarafından kullanılmaktadır. Hala en çok Amerika’da uygulanmaktadır.
- Lobotominin hatırlanmasında sinema tarihinin en önemli filmlerinden birinin büyük etkisi olmuştur. 1984 yapım yılı olan başrolunde oynayan Jack Nicholson’a ‘’ oskar kazandıran Guguk Kuşu ‘’ filmi olmuştur. Nicholson lobotomi sonucunda bitkiye dönüşen uyumsuz bir hasta rolündedir.
- Suikasta kurban giden Amerikan başkanı J.F.Kennedy kız kardeşi ağır şizofreni yüzünden annesine bile haber verilmeden aileye uygun olmadığından babası tarafından Lobotomi yaptırılmıştır. Bunların arasında en ilgin öyküye sahip olan da SUİKASTE KURBA Bakıma muhtaç hale gelen Rosemary 62 sene bir kilisede rahibeler tarafından bakıldıktan sonra 85 yaşında ölür. Kennedylerin doğal olmayan ölümlerinin yanında doğal nedenlerden ölen ilk Kennedy olmasıdır.
ANAHTAR:
şizofreni,psikoloji,depresyon,hiperaktvite,hiperaktif,lobotomi,tedavi,doktor anlatımı, uzman psikolog,psikoloji bölümü,bilişsel davranışçı terapi,psikiyatri,anksiyete,kaygı,pisikoloji,sağlık,dikkat eksikliği,ilaç,psikiyatrist,serdar akgün,sizofren hastalarina beyin soku,ameliyatta elektroşok,elektrokonvülsif tedavi,ruh hastanesi elektro şok,psikiyatrik tedaviler,lobotomi nedir,tedavi yöntemleri,akıl hastalığı ameliyat,akıl hastalığı tedavi,akıl hastalıkları,prof
